GençLeRiN YeNi MeKanı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

GençLeRiN YeNi MeKanı

YazgüLüm Forum SiteSiNe HoŞ GeLDİNİZ
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KomeDYen_AsıK

KomeDYen_AsıK


Mesaj Sayısı : 106
Kayıt tarihi : 08/02/09
Nerden : Sivas MerKeSs

Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) Empty
MesajKonu: Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)   Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) Icon_minitimeSalı Şub. 10, 2009 6:12 pm

Ateşkesin yapılması Mustafa Kemal için bir son değil, yeni bir mücadelenin başlangıcı idi. Manastır'daki askerî okulda iken yakın arkadaşlarına sık sık söylediği ülkesinin kurtuluşu için yapılması gerekenleri uygulama alanına sokmak için harekete geçme zamanıydı. Anadolu'daki kuvvetlerin dağıtılmamasını istiyor ve İstanbul'daki yetkililere küçük bir kuvvet olarak kalsa bile Yıldırım Orduları grubunun muhafaza edilmesini duyuruyordu. Bu istediği kabul edilmeyince mücadelesini başka bir biçimde sürdürmeye karar verdi ve İstanbul'a gitmek için yola çıktı.
Mustafa Kemal'in Adana'dan bindiği tren, 1 Kasım 1918 günü Haydarpaşa istasyonuna gelmiştir. Aynı gün İtilaf Devletlerinin donanmaları da İstanbul'a gelmiş ve adeta şehri kuşatmıştı. Karşıya geçmek için Mustafa Kemal'in Haydarpaşa'dan bindiği motor, bu yabancı savaş gemilerinin arasından geçiyordu. Ne var ki, koskoca imparatorluk büyük bir hezimete uğramış, her yönü ile çöküntü içine düşmüş olmasına rağmen, otuz yedi yaşındaki genç general, ilerisi için ümit doluydu ve gayet sakin bir şekilde limandaki gemilere bakarak "geldikleri gibi giderler" diyebiliyordu.

O günlerde İstanbul büyük bir kargaşa içindeydi, İttihat ve Terakki'nin liderleri Talat, Cemal ve Enver Paşa'lar kaçmışlar, İttihat ve Terakki'nin milletvekilleri ise canlarını kurtarabilmek, sorumluluğu yüklemek için Maliye Nazırı Cavit Bey'i savaşa girmeyi uygun bulan Şeyhülislam iye partinin genel sekreterliğini yapmış Fethi beyi hedef olarak seçmişlerdi. Padişah, Sadrazam İzzet Paşa'ya bu üç kişinin kabineden çekilmesi gerektiğini bildirmişti. İzzet Paşa bunu kabul etmedi ama, kendisine de daha fazla bu görevde kalmayı istemiyordu. Mustafa Kemal İstanbul'a geldiği gün Rauf Beyle birlikte hemen İzzet Paşa'ya gittiler. Onun hükümetten istifa etmesine engel olmak istiyorlardı. Osmanlı Hükümeti emin ellerde olmalı ve birlikte mücadele sürdürmeliydi. Ancak bu sırada padişah, sadrazamlığa Tevfik Paşa'yı atamıştı bile. Bu durumda yapılacak iş, Mebusan Meclisi'ne etkili olmak ve Tevfik Paşa kabinesine güvenoyu verilmesini engellemekti.

Mustafa Kemal bu konuda çalışmaya başladı. Görüşme olanağı bulduğu bütün milletvekillerine düşüncesini açıklıyor ve Tevfik Paşa kabinesine güvenoyu verilmemesini anlatıyordu. Fethi Bey'in aracılığı ile Mecliste milletvekilleriyle toplu bir konuşma yapma fırsatını dahi buldu. Her zaman olduğu gibi son derece etkili konuşmuş, inandırıcı olmuştu. Ne var ki, sıra oylamaya gelince yine de Tevfik Paşa kabinesine güvenoyu verdiler. Meclisten istediği sonucu alamayan Mustafa Kemal, veliahtlığı zamanından beri tanıdığı ve birlikte Almanya'ya seyahat ettiği padişaha başvurmayı düşündü. Vahdettin ile görüşmeye gittiği zaman padişah gayet kesin bir şekilde ordudaki subayların kendisine bağlı olup olmadıklarını öğrenmek istemişti. Mustafa Kemal, bunun aksine düşünmesinin mümkün olmadığını söylediği zaman da "sadece bugünü değil, yarını da kastediyorum" cevabını aldı. Bu durumda genç generalin düşündüklerini sultana açmasına neden kalmamıştı. Padişahın girişeceği bazı hareketler vardı, açıkçası Meclisi kapatmaya karar vermişti, 21 Aralık 1918 tarihinde Osmanlı parlamentosu dağıtıldı.

Bu arada İtilaf Devletleri ateşkes anlaşmasına aykırı olarak ülkenin pek çok yerini işgal etmeye başlamışlardı. İzmit, Eskişehir, Afyon, Samsun, Batum ve Merzifon'a İngilizler birliklerini çoktan göndermişlerdi. Halbuki Mondros'taki görüşmelerde İngiliz Amirali Calthrope, Rauf Bey'e söz vermiş ve ülkenin işgal edilmeyeceğini bildirmişti. Ne var ki şimdi 7'inci maddeye dayanarak güvenliklerinin tehlikeye düştüğünü söylüyorlardı. Özellikle İngiliz Başbakanı Lloyd George Türklere hayat hakkı tanımak istemiyordu. Yine anlaşma hükümlerine dayanarak İtalyanlar da Konya, Alaşehir ve Afyon'a küçük birlikler göndermişlerdi. Böylece demiryollarını yönetimleri altına alıyorlardı. Fransızlar da hemen Adana'ya asker çıkardılar.

Yabancı devletlerin ülkenin çeşitli bölgelerine girmeleri, yerli azınlıkların da devletin çökmesi için el altından ya da açıktan çalışmalar yapmalarına neden oluyordu. İstanbul Rum Patriğinin yönetimindeki Mavi Mira Derneği'ne Yunan Kızıl Haçı, Göçmenler Komisyonu da yardımcı olarak illerde çeteler kurup propaganda çalışmaları yapıyorlar ve Ermeni patriği Zaven Efendi de bunları destekliyordu. Karadeniz kıyılarında bir Pontus devleti kurmak için de bir dernek meydana getirilmişti. Öte yandan İngiliz Muhibleri Cemiyeti, İmparatorluğu güya dünyanın en üstün yapıdaki insanları olan İngilizlerin himayesi altına sokabilme mücadelesine girişmişti. Üstelik bu cemiyete Hürriyet ve İtilafçılar da katılıyordu. Ali Kemal gibi bir nazır ve yazar, Sait Molla gibi bir softa da bunlarla birlik olmuştu ve hepsini yöneten de İngiliz Din Adamı Rahip Frew idi. Bunların dışında Kürt Teali Cemiyeti, Teali İslam Cemiyeti gibi ülkeyi bir azınlığın eline geçirme ya da bir din devleti kurma çabalarını sürdürmek isteyenler vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.yazgulum.yetkinforum.com
 
Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mudanya Ateşkes Anlaşması

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
GençLeRiN YeNi MeKanı :: Cumhuriyet Tarihi-
Buraya geçin: